gastronot

yeme-içme kültürüne dair...

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İstanbul, Türkiye

Merhaba, ben Bahar Yaka. 36 yıllık hayatımın 24 yılını doğduğum şehir olan İzmir'de geçirdim. Yemek yapmayı ve yemeyi çok seven, her öğünün adeta ritüel olduğu bir ailede büyüdüm. Herkesin bulunmak için büyük özen gösterdiği akşam yemeklerinin, geç vakit yapılan pazar kahvaltılarının tadı hala damağımdadır. Balkan kökenli bir ailenin 2. kuşak İzmir'lisi olarak, damağım hem Akdeniz mutfağının eşsiz lezzetleriyle tanıştı hem de Trakya mutfağının ot kokulu yemeklerinden tattı. Böylece yemek ve içmek hayatta en çok sevdiğim şeylerin başında yeraldı. Yaşım ilerledikçe şarapla tanıştım. Hatta tanışmakla kalmayıp kendi şarabımı yapmaya başladım. Şarabın en yakın dostu olan peynir ise, asla vazgeçemeyeceklerim arasındaydı. Her yeni tadın içindekini keşfetmek ve onu denemek en büyük hobilerimden oldu. Bu site sayesinde de bildiklerimi sizlerle paylaştım.

Çarşamba, Mart 22, 2006


Hep derler ya "Soya Mucizesi" diye
Büyükannem, soya fasulyesini mutfağımızda görünce çok şaşırdı. “Biz eskiden köyde bunları hayvanlara yem olarak verirdik, siz yiyor musunuz?” diye sordu. Kendimce soya fasulyesinin ne kadar faydalı olduğunu, çok eski bir yiyecek olmasına rağmen bizim bunu yeni keşfettiğimizi anlatmaya çalıştım. Tabii tofu, soya eti ve soya kıyması konularına hiç girmeden.
Gerçekten de bizler soya fasulyesini çok geç tanıdık, daha doğrusu kıymetini geç anladık. Sadece vejetaryen beslenme tarzındaki protein açığını kapamakla kalmıyor, kolesterolsüz bir protein alımını da sağlıyor. Böyle bir beslenmenin mümkün olabileceğini onu tanımadan önce düşünemiyorduk.
İnsanoğlunun sahip olduğu en değerli protein kaynaklarından biridir. Bunun yanı sıra düşük kalorili olması ve kolesterol içermemesi de değerine değer katmaktadır. İnsan vücudunun ihtiyacı olan amino asitler açısından mükemmel bir dengeleyicidir. Kırmızı ete oranla daha fazla B1 vitamini içeren soya, kalsiyum, demir, çinko, fosfor, magnezyum açısından da çok zengindir. Her yaşta insanın beslenmesinde vazgeçmemesi gereken bir besin maddesidir. Kolay sindirildiği, düşük kalorili ve bol lifli olduğu için diet dönemlerinde tercih edilmesi gereken en uygun protein kaynağıdır. İçeriğindeki “kalsiyum” sayesinde kadınlarda menopoza bağlı kemik erimesine engel olduğu, erkeklerde ise “genistein” sayesinde prostat hastalıklarında tümör hücrelerinin gelişini engellediği gözlenmiştir.
Bizim aksimize Çin, soyanın faydalarını çok daha önce keşfetti. Günümüzden 22 asır önce tüketilmeye başlanan soya, fasulye olarak tüketilmesinin yanı sıra bir çok yan ürün almamızı da sağlar. Soya filizi, soya sütü, soya yağı, soya eti, soya unu, soya sosu, tofu, tempeh, ve miso sadece bunlardan bizim bildiklerimizdir.
Umarım böyle faydaları olduğunu öğrendikten sonra sevdiklerinizi ve sofralarını soyasız bırakmazsınız.

Free Web Site Counter
Website Counter