gastronot

yeme-içme kültürüne dair...

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İstanbul, Türkiye

Merhaba, ben Bahar Yaka. 36 yıllık hayatımın 24 yılını doğduğum şehir olan İzmir'de geçirdim. Yemek yapmayı ve yemeyi çok seven, her öğünün adeta ritüel olduğu bir ailede büyüdüm. Herkesin bulunmak için büyük özen gösterdiği akşam yemeklerinin, geç vakit yapılan pazar kahvaltılarının tadı hala damağımdadır. Balkan kökenli bir ailenin 2. kuşak İzmir'lisi olarak, damağım hem Akdeniz mutfağının eşsiz lezzetleriyle tanıştı hem de Trakya mutfağının ot kokulu yemeklerinden tattı. Böylece yemek ve içmek hayatta en çok sevdiğim şeylerin başında yeraldı. Yaşım ilerledikçe şarapla tanıştım. Hatta tanışmakla kalmayıp kendi şarabımı yapmaya başladım. Şarabın en yakın dostu olan peynir ise, asla vazgeçemeyeceklerim arasındaydı. Her yeni tadın içindekini keşfetmek ve onu denemek en büyük hobilerimden oldu. Bu site sayesinde de bildiklerimi sizlerle paylaştım.

Çarşamba, Kasım 07, 2007

BİR YEMEK, BİR MARMELAT...

TARÇINLI BAMYA
Hemen her mutfak kültüründe, bazen tesadüfler, bazen de cesur yemekçilerin közü kara denemeleriyle, bunca yemek çeşitliliği günümüze kadar artarak gelmiş. Kimi zaman kıtlık, mutfakta ne varsa yeni yemekler yaratmayı zorunlu kılmış. Yeni tatlar, insanları yeni keşiflere teşvik etmiş. Bu işin meraklıları, lezzetin peşini hiç bırakmamış ve yeni yeni tatlara yelken açmış.

İşte benim bamya da böyle bir çabanın örneği, ama sonuç denemeye değer. Yapılışı ise çok basit.

Malzemeler :

1/2 kg İri Bamya

10-12 adet sarımsak

200 gr haşlanmış Nohut

2 adet olgun domates

1 çay kaşığı tarçın

tuz

zeytin yağı

Bamyaları yıkayıp ayıklayın. Bir tencerede zeytin yağında, soyulmuş sarımsakları hafifçe kavurun. Kabukları soyulmuş domatesleri doğrayıp ilave edin ve biraz suyunu çekinceye kadar pişirin. Bamyaları, nohutları, tarçını ve tuzu ekleyin. Çok az (100 ml. kadar) sıcak su ilave edip, kısık ateşte bamyalar pişinceye ve neredeyse tüm suyunu çekinceye kadar pişirin. Ilık olarak servis yapın...

ERİK MARMELADI

Bu güzel eriklerle birkaç yıl önce tanıştım. İlk gördüğümde boyutlarından ötürü hiçbir şeye benzetememiş, satıcıya sormuştum. Erik deyince çok şaşırmış olmalıyım ki, adamcağız bir avuç ikram etti ve parasını bile almadı. Tadına bakmak için eve gelmeyi zor bekledim (annemin sözleri kulaklarımda çınladı "yıkamadan yeme sakın...").

Diğer eriklerden çok daha geç zamanda, Ekim ayında olgunlaşan, dışı kırmızı, içi sarı, küçük mü küçük bu erikler pek sulu olmasalar da oldukça lezzetliler. Neden sonra, İstanbul'da tanıştığım bu eriklerin babanın bahçesinde de olduğunu öğrendim. Seviyorum deyince, baba da bir kasa dolusu getirmesin mi? Bu kadar eriği ne yapalım diye düşünürken, marmelat yapmak aklıma geldi. Hemen az bir miktar denedim ve herkez çok beğendi. Yapılışı, kıvamı ve tadı kızılcığa çok benziyor. Bu lezzetli marmelat için, aşağıdaki sevimli eriklerden bulmanız yeterli...

1 kg erik (ben kış eriği diyorum)

1 kg toz şeker

1/2 limon suyu

200 ml içme suyu

Erikleri yıkadıktan sonra, tencereye alın ve suyu ilave edip, kısık ateşte kapağı kapalı olarak kaynatın. Çok kısa zamanda erikler yumuşayıp çekirdeğinden ayrılmaya başlayacaktır. Bu kıvama geldiğinde, kevgir yardımıyla kalın dipli çelik bir tencereye süzün. Kaşığın tersiyle kevgirin içindeki erik posasını sadece çekirdekler kalıncaya kadar ezin. Tenceredeki erik suyuna toz şekeri ilave edip kaynatmaya başlayın. En az bir saat kısık ateşte kaynayacaktır. Ara ara üzerinde oluşan köpüğü alın. Pişip pişmediğini anlamak için, kuru ve soğuk bir porselen tabağa bir damla marmelat damlatın. Eğer damla dağılmadan top gibi duruyorsa kıvamına ulaşmış demektir. Hemen limon suyunu ilave edin, karıştırıp 1 dk kaynatın ve ateşten alın. Sıcakken kavanozlara doldurun. Bu aşamada kıvamı size oldukça sulu gelecektir. Ama merak etmeyin. Meyve suyunu andıran bu kıvam, soğudukça koyulaşacak ve hatta bir gece sonra ne kadar koyulaştığına inanamayacaksınız.

Afiyet olsun...

11 Comments:

Blogger daimamutfak said...

Canım merhaba ellerine sağlık hepsi güzel görünüyor.erik marmelatını çok severim.Mürdümden yapardım.
Bamyaya bayılırım ama tarçın nasıl olur bilemedim.
sevgilerimle..

11/08/2007 11:25:00 ÖÖ  
Blogger Papatya said...

Bamyayı, nohutu ve tarçını birarada hiç düşünmemiştim. Neden olmasın?
Bu mevsimde hala bamya var mı? Yoksa dondurulmuş muydu?

11/08/2007 11:31:00 ÖÖ  
Blogger gastronot said...

evet, bamya, nohut ve tarçın şaşırtıcı ama dedim ya tadı denemeye değer...
sevgiler

11/08/2007 01:40:00 ÖS  
Blogger Bocuruk said...

Çok değişik bir tarif. Nohutla bamyanın birbirine yakışacağını düşünüyorum. Tarçın da denemeye değer. Geçenlerde evde yenmeyen mürdüm erikleriyle reçel yaptım ben de. Ama susuz oldu nedense. Blendırdan geçirip su ilavesi ile tekrar kaynatsam nasıl olur acaba? Eline sağlık:)
Sevgilerimle...

11/09/2007 01:44:00 ÖS  
Blogger Bocuruk said...

Çok değişik bir tarif. Nohutla bamyanın birbirine yakışacağını düşünüyorum. Tarçın da denemeye değer. Geçenlerde evde yenmeyen mürdüm erikleriyle reçel yaptım ben de. Ama susuz oldu nedense. Blendırdan geçirip su ilavesi ile tekrar kaynatsam nasıl olur acaba? Eline sağlık:)
Sevgilerimle...

11/09/2007 01:44:00 ÖS  
Blogger Yaren said...

Farkli bir yemek,tadini merak ettim.Tarcini tuzlu yemeklerde hic duymadim.Ellerine saglik.

11/12/2007 10:43:00 ÖÖ  
Blogger gastronot said...

sevgili bucuruk,
bu erik, mürdüme göre yerken daha susuz gibi gelse de, sıcak karşısında oldukça su salan bir erik. Dediğim gibi reçel kıvamına ulaştığı halde oldukça sulu. Ama aynen ayva ve kızılcık gibi yapısında doğal jelatin bulunduran meyvelerden ve soğuyunca oldukça katılaşıyor. Senin erik reçelini de bir kısmını biraz su ile tekrar kaynatıp denemek iyi olabilir. Ama sonucu göremeden tamamını riske atma derim. sevgiler,
bahar

11/12/2007 12:51:00 ÖS  
Blogger gastronot said...

sevgili yaren,
ben de yemek dünyasına girmeden önce bu tarz radikal denemeleri hayal bile edemezdim. Ama kimyonlu keki, lavanta sorbeyi, ballı kayısılı tavuk ve pilavları duydukça ve denedikçe insan önyargılarını aşıyor inan.
Sevgiyle,
bahar

11/12/2007 12:53:00 ÖS  
Blogger Sibel said...

Baharcığım, marmelat deneme listeme eklendi:) Senin eski tariflerinden birini denedim geçenlerde de, mutfak kültürü atölyesindeki ceviz soslu peynirli mantıyı.. O kadar lezzetli oldu ki anlatamam. Blogumda da yer verdim:)
Sevgilerimle..

11/28/2007 04:47:00 ÖS  
Blogger gastronot said...

sevgili Sibel,
eski tariflerin de denendiğine sevindim. unutulup gitmiyor yani ne güzel.. Afiyet olsun, sevgiyle kal.
bahar

12/03/2007 09:57:00 ÖÖ  
Blogger çikolatalıkedi said...

Marmelat çok lezzetli gözüküyor.Elinize sağlık.Söylemesi ayıp resmen ağzım sulandı.

3/15/2008 12:22:00 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Free Web Site Counter
Website Counter