gastronot

yeme-içme kültürüne dair...

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İstanbul, Türkiye

Merhaba, ben Bahar Yaka. 36 yıllık hayatımın 24 yılını doğduğum şehir olan İzmir'de geçirdim. Yemek yapmayı ve yemeyi çok seven, her öğünün adeta ritüel olduğu bir ailede büyüdüm. Herkesin bulunmak için büyük özen gösterdiği akşam yemeklerinin, geç vakit yapılan pazar kahvaltılarının tadı hala damağımdadır. Balkan kökenli bir ailenin 2. kuşak İzmir'lisi olarak, damağım hem Akdeniz mutfağının eşsiz lezzetleriyle tanıştı hem de Trakya mutfağının ot kokulu yemeklerinden tattı. Böylece yemek ve içmek hayatta en çok sevdiğim şeylerin başında yeraldı. Yaşım ilerledikçe şarapla tanıştım. Hatta tanışmakla kalmayıp kendi şarabımı yapmaya başladım. Şarabın en yakın dostu olan peynir ise, asla vazgeçemeyeceklerim arasındaydı. Her yeni tadın içindekini keşfetmek ve onu denemek en büyük hobilerimden oldu. Bu site sayesinde de bildiklerimi sizlerle paylaştım.

Cuma, Haziran 09, 2006

Bir macaroon da benden...

Uzun zamandır "macaroon" peşindeyim. İlk nerede gördüm hatırlamıyorum, tadını ve kıvamını hiç bilmiyorum ama kafaya koydum bir kez yapacağım. İlk gördüklerim sanki makinadan çıkmışçasına düzgündü. Denediğim bir çok tarif ve yöntemde aynı sonuca ulaşmayı umdum, ama olmadı. Tam umutsuzluğa kapılmıştım ki, bloglarda sık sık rastlamaya başladım. Hem de bazılarının şekli şemali öyle mükemmel değildi. Demek böylesi de kabul görüyormuş dedim ve referans alabileceğim bir tarif aramaya başladım. Gel gelelim macaroon'u yapan, daha doğrusu yapabilen hiçkimse ser verip sır vermiyor. İçine ne koymuş, nasıl yapmış??? söylemiyor. Yine iş başa düştü... Bu sefer şefimden destek aldım. Birkaç tarif gönderdi sağolsun. Onun gönderdikleriyle kendi denediklerim arasında bir harman yapıp, sıfırdan bir reçete yaratmayı denedim bu sefer. Hepsinden daha başarılı oldu desem inanır mısınız? Hemen her tarifte, pişip sosla karşılıklı çiftleştirildikten sonra, en az 2 saat en ideali 1 gece buzdolabında beklemesiydi. Ben de öyle yaptım.
Yapılışı ise şöyle :
Çikolatalı macaroon (24 çift)
250 gr. iç badem (badem unu bulabilirseniz daha pürüssüz macaroon'larınız olur)
250 gr. toz şeker
100 gr. pudra şekeri
4 yumurta akı
25 gr. kakao
2 yemek kaşığı un (ben pirinç unu kullandım)
1 çimdik tuz
içine 100 gr. bitter çikolata (ben mary usulü eritilecek)

Yumurta akı, tuz ve pudra şekeri çırpılırken, robotta badem içlerini ve toz şekeri iyice öğütüyoruz. Bu karışıma un ve kakaoyu da ekliyoruz. Hepsini, çırpılmakta olan yumurta akına ilave ediyoruz. Çok yoğun bir kek hamuru gibi oluyor. Yağlı kağıt serdiğimiz 2 büyük boy tepsiye, tatlı kaşığı ile, 48 parça hamuru aralıklı olarak yerleştiriyoruz. 30 dk bu şekilde bekletiyoruz. Her tepsiyi ayrı ayrı, 150 C (300F) derecede ısınmış fırınımızda 30 dk. pişiriyoruz. Soğuduktan sonra, erimiş bitter çikolatadan bir tatlı kaşığı ortasına koyup, diğer macaroon'u karşılıklı olarak yapıştırıyoruz. Servisten önce 1 gece buzdolabında bekletilmesi daha uygun olur. Afiyet olsun...

Not : Hamurun pürüzlü olması, bademin çok ince öğütülememesinden kaynaklanıyor. Badem unu kullanırsanız çok daha pürüzsüz bir macaroon'unuz olur eminim... Tadına gelince, bizim badem ezmesinden çok da farklı değil :)

9 Comments:

Blogger Papatya said...

Yaşasıııın! (8*

Demek başardın! Nefis görünüyor macaroonların... Mmm.. bir tanecik gönderebilseydin :) Kıvamı nasıl ki? Pakete koysan badem tozu mu ulaşırdı bana? :))) yoksa sokakta satılan badem ezmeleri gibi hafiften dişine yapışıyor mu? Merak ettim doğrusu... Madem ki bu tarifi denedin tuttu, ben de hazıra konar bunu denerim en baştan :) hehehe
Öptüm birtanem.

6/09/2006 11:34:00 ÖÖ  
Blogger gastronot said...

Evet evet,
aynı bizim badem ezmeleri gibi. Başka uğraşma bu yap, sizin orada badem de bol. Eğer varsa badem unu kullan bence daha iyi görüntü olur. Ben buradakilerin glutensiz olup olmadığına güvenemediğim için kendim öğüttüm ya da sizin blender çok daha kuvvetli bekli daha ince çeker. Aynı tarifi fındık ve cevizle de yapmak mümkün. Deneyin deneyin sen seversin...
öptüm

6/09/2006 11:51:00 ÖÖ  
Blogger tata said...

Sen önce beni riskli gruplara dahil et, ondan sonra böyle tarifler yayinla. Harika görünüyorlar, eline saglik. Bak, agustosta cesmeye beklerim, elin bos ta gelme emi!

6/09/2006 03:51:00 ÖS  
Blogger gastronot said...

Sevgili tata,
hepimiz aynı derten muzdarip değil miyiz. Geçen yıl 10 günlüğüne Ege Çeşme sitesinde bir ev kiralamıştık. Hava çok serin ve rüzgarlı olmasına rağmen tadı damağımızda kaldı. Bu yıl da Ağustos boyunca tutmak istedik ama ev bulamıyoruz maalesef. Neyse kismet olur da tutarsak, elim kolum dolu yaninizdayim, ona göre :)) Sevgiyle kalın, sağ salim İzmir'e varın.
bahar

6/09/2006 03:56:00 ÖS  
Blogger munevver said...

Bahar,tesadüfe bak...Bende de makaron ve çilekli kedi dili var.Gene bir bak istersen.

6/10/2006 01:13:00 ÖÖ  
Blogger gastronot said...

Harikasın Münevver,
Yol gösterdiğin için teşekkürler. Çok güzel tarifler... Sevgiler,
bahar

6/10/2006 10:31:00 ÖÖ  
Blogger Dilek'ce said...

Sevgili Bahar merhaba, siteni ablan sayesinde taniyorum. Macaroon tariflerinin nerdeyse tüm sirlari icin www.bizimpastane.blogspot.com'a mutlaka bakmalisin.
Bu arada macaroonlarin isvicre'deki ismi Lüxemburgli. Lüxemburglu bir pastaci ögrencisinin bulusu olarak geciyor ve mutlaka ama mutlaka yolun Isvicre'ye düserse Sprüngli'den alip tatmalisin. Makron uzmanlari bunlarin fransizlarinkinden daha leziz ve narin olduklarini söylüyorlar ben karsilastirma yapamiyorum. Almanya'daki kötü taklitlerinden baska sadece lüxemburglileri taniyorum.
Sevgiler

6/10/2006 09:10:00 ÖS  
Blogger gastronot said...

Sevgili Dilek, hoşgeldin.
Sadece macaroon tatmak bile İsviçre'ye gelmek için sebep olabilir ki zaten hep görmeyi istediğim yerler arasındadır. Bizim buralardan ne kadar da farklıdır değil mi :) En sıcak mevsiminde gelmek isterim. Sevgiler, her zaman gel...
bahar

6/13/2006 09:53:00 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

Looking for information and found it at this great site... » »

4/26/2007 07:29:00 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home

Free Web Site Counter
Website Counter