gastronot

yeme-içme kültürüne dair...

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İstanbul, Türkiye

Merhaba, ben Bahar Yaka. 36 yıllık hayatımın 24 yılını doğduğum şehir olan İzmir'de geçirdim. Yemek yapmayı ve yemeyi çok seven, her öğünün adeta ritüel olduğu bir ailede büyüdüm. Herkesin bulunmak için büyük özen gösterdiği akşam yemeklerinin, geç vakit yapılan pazar kahvaltılarının tadı hala damağımdadır. Balkan kökenli bir ailenin 2. kuşak İzmir'lisi olarak, damağım hem Akdeniz mutfağının eşsiz lezzetleriyle tanıştı hem de Trakya mutfağının ot kokulu yemeklerinden tattı. Böylece yemek ve içmek hayatta en çok sevdiğim şeylerin başında yeraldı. Yaşım ilerledikçe şarapla tanıştım. Hatta tanışmakla kalmayıp kendi şarabımı yapmaya başladım. Şarabın en yakın dostu olan peynir ise, asla vazgeçemeyeceklerim arasındaydı. Her yeni tadın içindekini keşfetmek ve onu denemek en büyük hobilerimden oldu. Bu site sayesinde de bildiklerimi sizlerle paylaştım.

Perşembe, Nisan 13, 2006

Sophia Loren'in Aşk Mutfağı

Kim derdi ki, bu kadar güzel bir sinema yıldızı mutfakta böylesine başarılı olsun ve tam bir makarna tutkunu olmasına rağmen vücut ölçülerini hep korusun. İtalyan sinemasına çok vakıf değilim ama herkes gibi ben de Sophia Loren'i, güzelliğinden, zerafetinden tanıyorum. Ama mutfağa ve yemek pişirmeye bu kadar meraklı olduğunu ve bunun merakla kalmayıp kitaba dönüştüğünü yeni öğrendim.
Geçen gün Simurg'un sahaf kısmını talan ederken, Sophie Loren'in "Aşk Mutfağı" adlı yemek kitabını buldum. 1972 yılında Türkçe'de basılmış olan kitap, İtalyan Mutfağına dair bir hazine. Loren bu kitabı, 1968 yılında biricik oğluna hamileyken, kendini sinema ve şöhretten hatta tüm dünyevi ilişkilerden arındırıp, Cenevre'de inzivaya çekildiği dönemde yazmış. İşi gereği hemen hemen Dünya'nın her yerini gezmiş olan sanatçı, bu seyahatler sırasında gittiği yerlerin mutfak kültürlerini, yöresel yemeklerini, sofra alışkanlıklarını öğrenmeyi ihmal etmemiş. Ancak haklı olarak, kendi kitabında İtalyan mutfağına ağırlık vermeden edememiş. Önsözünde, "Kitabınızı açmakla mutfağıma hoşgeldiniz" diyen sanatçı, bizim için harika mezeler, enfes balık yemekleri, lezzetli makarnalar, hamur işleri, tatlılar, pizzalar ve et yemekleri hazırlamış. Kitabın içindeki birkaç fotoğrafta, her zaman ev kadınlarının mekanı diye düşündüğümüz mutfağa, bir sinema yıldızının da ne kadar yakıştığını görebilirsiniz. Benim elimdeki, kitabın Türkçe'ye çevrildikten sonraki ilk baskısı. Farklı bir yayınevinden daha yeni baskılarını bulabilmeniz mümkün.
Şimdi bu güzel kadının kendi sözlerinden, İtalya da anneden kıza geçen enfes bir domatesli makarna sosu deneyelim.
Domates sosu (Sophia Loren'den) 6 kişilik
"Her iki kişi için 3 yemek kaşığı zeytinyağı ve 2-3 kişi için bir diş dövülmüş sarımsak bir tavaya konur. Sarımsak, Napoli ve diğer bütün Akdeniz ülkelerinin mutfaklarında kendini göstermiştir. Çok acı ve kokulu buluyorsanız miktarı biraz azaltabilir veya hiç koymayabilirsiniz ama gerçek bir kayıp olur. Canlı bir ateşte pişirin. Yağ kaynamaya ve sarımsak beyazlaşmaya başlayınca domatesleri ilave edin. Bir kutu domates konservesine veya 1/2 kg. taze domatese ihtiyacınız olacaktır. Birkaç fesleğen yaprağı, bir tutam tuz ve bir çay kaşığı şeker ilave edin. Bugünlerde şeker koymama eğilimi varsa da bu bir hatadır. Çünkü şeker, domatesin asidini alır. Ateşi kısarak yarım saat kadar pişirin.
Spagetti kasesi buharı tüterek servis kasesinde beklerken, sosu döküp üzerine rendelenmiş bol parmesan peyniri döküp iyice karıştırın ve servis yapın."

Free Web Site Counter
Website Counter