gastronot

yeme-içme kültürüne dair...

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İstanbul, Türkiye

Merhaba, ben Bahar Yaka. 36 yıllık hayatımın 24 yılını doğduğum şehir olan İzmir'de geçirdim. Yemek yapmayı ve yemeyi çok seven, her öğünün adeta ritüel olduğu bir ailede büyüdüm. Herkesin bulunmak için büyük özen gösterdiği akşam yemeklerinin, geç vakit yapılan pazar kahvaltılarının tadı hala damağımdadır. Balkan kökenli bir ailenin 2. kuşak İzmir'lisi olarak, damağım hem Akdeniz mutfağının eşsiz lezzetleriyle tanıştı hem de Trakya mutfağının ot kokulu yemeklerinden tattı. Böylece yemek ve içmek hayatta en çok sevdiğim şeylerin başında yeraldı. Yaşım ilerledikçe şarapla tanıştım. Hatta tanışmakla kalmayıp kendi şarabımı yapmaya başladım. Şarabın en yakın dostu olan peynir ise, asla vazgeçemeyeceklerim arasındaydı. Her yeni tadın içindekini keşfetmek ve onu denemek en büyük hobilerimden oldu. Bu site sayesinde de bildiklerimi sizlerle paylaştım.

Cumartesi, Nisan 08, 2006

Pesah'ınız kutlu olsun...

Tek Tanrılı üç büyük dinin ilk olanı Museviliğe inanan Yahudiler, bugünlerde en önemli bayramları olan "Pesah"ı kutluyorlar. Tevrat'a göre Mısır'da, Firavun'un gazabından Hz. Musa önderliğinde kurtulan Yahudiler, çöllerde geçen 1 hafta boyunca sadece, "matsa" adı verilen mayasız bir ekmek yemişler. O günlerde elde ettikleri özgürlük şerefine bu geleneği sürdüren Yahudiler, günümüzde de her yıl Nisan ayının ilk haftasına gelen 7 gün boyunca "Pesah" dedikleri bayramı kutlarlar. Bu bayramın ilk gecesi "Seder" denilen ziyafet sofraları kurulur ve tüm aile birarada olur. Binlerce yıl önce aynı günlerde, atalarının yaşadıklarına dair hikayeler anlatırlar.
Halk arasında "hamursuz" olarak adlandırılan pesah sofralarının vazgeçilmezlerinden biri de yumurtadır. Yumurtalar bayram için özene bezene boyanır. Yumurta yemeyi sevmeyen çocuklar bile bunları yemeğe bayılır.
Özellikle çocukluğumda İzmir'de çok fazla gayri Müslim aile yaşardı. Okuduğum her sınıfta mutlaka bir iki tane Musevi arkadaşım oldu. Bu sebeple onların kültürlerine yakın büyüdüm. Ortaokuldayken bir Hamursuz dönemi arkadaşımın sınıfa getirdiği matsa ekmeğini tattığımda, onlar her zaman sadece bunu yiyorlar sanmıştım ve onlar adına çok üzülmüştüm. Ama sonra öğrendim ki, Hamursuz sadece 1 haftaymış ve onun yanısıra ne güzel yemekleri varmış. Bu yıl birden bire aklıma düştü Pesah ve ben de yumurta boyamaya kalkıştım. Farklı bir tarzda ama...
Resimdeki yumurtaları görünce, "onlar ne yumurtası?" ya da "nasıl yaptın onları öyle?" diye soranlar oldu, ben de çok güldüm. Onlar tabii ki tavuk yumurtası ve onları öyle boyamak çok da kolay aslında... Anlatayım;
İstediğiniz kadar yumurtayı alıp yıkıyorsunuz ve tuzlu bol suda katı olacak şekilde haşlıyorsunuz. Haşladığınız yumurtaların kabuklarını yavaş yavaş mutfak tezgahına vura vura çatlatıyorsunuz. Mümkün olduğunca kabuğu parçalamadan her tarafının çatlamış olması gerekiyor. Bütün yumurtaları çatlattıktan sonra, tekrar kaynattığınız kaba (biraz büyük olmalı) alıyorsunuz. Üzerine birkaç kuru soğanın dış kabuklarını, 1 yemek kaşığı kahveyi, 1 yemek kaşığı kuru çay yapraklarını ekliyorsunuz. 1 tatlı kaşığı karabiber, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve 1 kahve fincanı soya sosunu ilave edip üzerini suyla tamamlıyorsunuz. Kaynamaya başladıktan sonra, ocağın altını çok kısıp 3-4 saat kaynamasına izin veriyorsunuz. Kullandığımız malzemelerin hemen hepsi sadece doğal boyasını verirken, karabiber hafif bir rahiya katacaktır. Soğuduktan sonra kabuklarını soyun. Masanızda lezzetin ötesinde çok dekoratif bir yeri olacak emin olun...

Free Web Site Counter
Website Counter