gastronot

yeme-içme kültürüne dair...

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İstanbul, Türkiye

Merhaba, ben Bahar Yaka. 36 yıllık hayatımın 24 yılını doğduğum şehir olan İzmir'de geçirdim. Yemek yapmayı ve yemeyi çok seven, her öğünün adeta ritüel olduğu bir ailede büyüdüm. Herkesin bulunmak için büyük özen gösterdiği akşam yemeklerinin, geç vakit yapılan pazar kahvaltılarının tadı hala damağımdadır. Balkan kökenli bir ailenin 2. kuşak İzmir'lisi olarak, damağım hem Akdeniz mutfağının eşsiz lezzetleriyle tanıştı hem de Trakya mutfağının ot kokulu yemeklerinden tattı. Böylece yemek ve içmek hayatta en çok sevdiğim şeylerin başında yeraldı. Yaşım ilerledikçe şarapla tanıştım. Hatta tanışmakla kalmayıp kendi şarabımı yapmaya başladım. Şarabın en yakın dostu olan peynir ise, asla vazgeçemeyeceklerim arasındaydı. Her yeni tadın içindekini keşfetmek ve onu denemek en büyük hobilerimden oldu. Bu site sayesinde de bildiklerimi sizlerle paylaştım.

Cuma, Nisan 21, 2006

Fark yaratın...


Bir çok insanın yapmaya çalıştığı sadece farklı olmaktır. İnsan diğerleriyle aynı işi yapabilir, aynı okula gidebilir, aynı jean pantolonu giyebilir, aynı yemeği yiyebilir ama, eğer isterse bunlarda, hepsinin önüne geçebilecek küçük farklar yaratabilir. Farklı olmak güzeldir. Farklı olmak için ille de marjinal olmaya, çok göze batmaya ya da çok paralar harcamaya gerek yok. Hayatınızda sıradanlaştığını düşündüğünüz her konuda size özgü küçük farklılıklar yaratabilirsiniz. Ve bu küçük farkların hayatınızda ne kadar büyük değişikliklere sebep olabileceğini düşünemezsiniz. Bu tür bir değişiklik için, kalıplaşmış düşünce ve alışkanlıklarımızdan biraz olsun sıyrılmamız gerekir. Ailelerimizden gördüklerimizi aynı şekilde uygulamak zorunda değiliz. Özünden kopmadan, doğrudan şaşmadan, O'nu kendi benliğimize, kendi hayat felsefemize uyarlamak hiç de zor değil.
Düşünsenize ne kadar çok insan, yaşadığı evden, evinin önündeki bahçeden, sofraların sıradanlığından, dostlukların yozlaşmasından şikayet eder. Ama bunları değiştirmek için hiçbir şey yapmaz. Bugün evinizde, sofralarınızda, dostluklarınızda ve ilişkilerinizde küçük farklılıklar yaratmaya ne dersiniz. İşte size benden birkaç öneri, tabii ki önce sofra:
- Akşam ailecek yiyeceğiniz akşam yemeği için sofrayı hazırlarken, misafirler için dolaplarda sakladığınız, çoook ender kullandığınız, sadece tozlandığı için yıkayıp hemen yerine kaldırdığınız yemek takımınızı kullanın.
- Kendinize yeni bir masa örtüsü ya da american servis takımı alın.
- Bez peçete kullanın ve onları, şık kurdelelerle ya da çiçekçilerden alabileceğiniz doğal rafyalarla bağlayın, arasına da küçük birer çiçek sıkıştırın.
- İlle de şarap içmeniz şart değil. Su bardağı olarak, dolabınızda belki de hiç kullanmadığınız kadehlerinizi kullanın.
- Sofrada mutlaka canlı çiçek bulundurun.
- Bu gün sofraya suyu getirmeden önce, sürahinin içine birkaç dilim limon ve 8-10 yaprak taze nane atın. Biraz buzdolabında soğutun öyle sofraya getirin.
- Yemek yerken televizyonu kapatın, mümkünse size hafif bir müzik eşlik etsin.
- Yemek boyunca gözlerinizi eşinizin gözlerinden ayırmayın.
- Sofraya mum koyun. Ama kokulu olmasın. Yaptığınız güzel yemeğin kokusunu bastırmasın.
- Meyveleri sofraya bütün olarak değil de, küçük küçük doğranmış, özenilerek hazırlanmış bir meyve salatası olarak getirin.
- En önemlisi, bu güzel yemekler soframıza gelinceye kadar emeği geçenleri düşünüp, içinizden teşekkür edin ve bunları yiyecek sağlığınız olduğu için Tanrı'ya şükredin.
- Çayınıza şeker yerine, bir gün önce kaynattığınız portakal şurubundan ekleyin.
- Kahve içmek için birinin gelmesini beklemeyin, sadece kendiniz için bir kahve yapın.
- Misafirlerinize çikolata yerine, minik minik kaşıklarla kendi yaptığınız reçellerden ikram edin.
- Yemek boyunca güzel şeylerden bahsedin.
Hayata dair farklılıklar yaratın:
- Her gün en az bir arkadaşınızı telefonla arayın.
- İlkbahar gelince çimenlerde yalın ayak yürüyün.
- Bugün yeğeninize, çocuğunuza veya torununuza şeker ya da çikolata yerine süt alın.
- Çocukluk fotoğraflarınızdan bazılarını çerçeveletip çalışma ortamınıza asın.
- Sevdiklerinize çiçek alın ve sık sık onları sevdiğinizi söyleyin.
- Bahçenize en renkli mevsim çiçeklerinden ekin.
- Bir de küçük meyve fidesi...
- Evinizin bütün duvarlarını aynı renge değil de, her duvarını uyumlu ama farklı renklere boyayın.
- Güneşli bir günde, bütün perdeleri açıp, güneşin hepsini evin içine toplayın.
- Sabah kalkınca kuş seslerini duymaya çalışın.
- Çocuklarla daha çok sohbet edin.
- Aslında yıllarca hergün yapmaktan bıktığınız şeylerin bir listesini çıkarın ve bunları birgün boyunca yapmayın.
- Sadece size ait bir saat vakit ayırın.
- Sevdiğinizin cebine, o'nu sevdiğinizi yazan küçük bir not bırakın.
- Ya da banyodaki aynaya yazın.
- Tanımadığınız bir yaşlı teyzeye gülümseyin.
- Nereye gittiğini bilmediğiniz bir trene el sallayın.
- Kağıt ve kalem ile bir mektup ya da bir kart yazın.
- Hiç kimsenin bilmeyeceği bir iyilik yapın.
- Bunların hepsini bildiğinizi ama uygulamadığınızı kabul edin.
Hadi bugün hayatınızda fark yaratın...

3 Comments:

Anonymous Adsız said...

Iste bu yazinla bugunku hayatimizda bir fark yarattin tatlim!
Yazmaya devam...
Papatya

4/21/2006 04:49:00 ÖS  
Blogger ZeYNeP said...

Çok güzel,
Bu kitap oğlumun kitaplığında var, gorunce cok sasırdım:) Oğlum 3,5 yasında,
Evet fark yaratmalı haklısınız,

Sevgilerimle,
Figen

4/24/2006 10:27:00 ÖS  
Blogger gastronot said...

Sevgili Figen,
Benim İkizlerim de 3.5 yaşlarını biraz geçtiler. Artık hayatımızdaki en küçük farklılıkları bile algılıyorlar. Hepimizin yavrukuşları için sağlık, sevgi, barış ve huzur dolu bir gelecek dilerim. Sevgiyle kal.
bahar

4/25/2006 11:20:00 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Free Web Site Counter
Website Counter