gastronot

yeme-içme kültürüne dair...

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İstanbul, Türkiye

Merhaba, ben Bahar Yaka. 36 yıllık hayatımın 24 yılını doğduğum şehir olan İzmir'de geçirdim. Yemek yapmayı ve yemeyi çok seven, her öğünün adeta ritüel olduğu bir ailede büyüdüm. Herkesin bulunmak için büyük özen gösterdiği akşam yemeklerinin, geç vakit yapılan pazar kahvaltılarının tadı hala damağımdadır. Balkan kökenli bir ailenin 2. kuşak İzmir'lisi olarak, damağım hem Akdeniz mutfağının eşsiz lezzetleriyle tanıştı hem de Trakya mutfağının ot kokulu yemeklerinden tattı. Böylece yemek ve içmek hayatta en çok sevdiğim şeylerin başında yeraldı. Yaşım ilerledikçe şarapla tanıştım. Hatta tanışmakla kalmayıp kendi şarabımı yapmaya başladım. Şarabın en yakın dostu olan peynir ise, asla vazgeçemeyeceklerim arasındaydı. Her yeni tadın içindekini keşfetmek ve onu denemek en büyük hobilerimden oldu. Bu site sayesinde de bildiklerimi sizlerle paylaştım.

Salı, Mayıs 22, 2007

Çocukluğumun eğlencesi, "Taze Nohut"...

Çok değil, bir hafta kadar önce, dükkanda Handan'a anlatıyordum. Demek ki tam zamanıymış ve biyolojik takvimim bu tadı bana hatırlatmış ki, yıllar sonra İstanbul'da buldu beni...
Çocukluğumuzun İzmir'inde, bu mevsimde, bizler sokakta oynarken (şimdiki şehirli çocuklar bilmez "sokakta" oynamayı), "Taze Nohut" satan seyyar satıcılar geçerdi kapıdan. Bizim için ne büyük eğlenceydi, demet demet taze nohutları alıp yemek, çöpünü yere atmak ve tabii ki sonra nohudun kendi çalısı ile yerleri süpürüp temizlemek... Bunun nesi eğlence demeyin lütfen. Çocukluk işte... Taze nohutlar, iki karış yüksekliğinde otsu bitkisinin üzerinde, içi kimi zaman sadece hava dolu, ama genelde tekli ve ikili yeşil nohutları koruyan keseciklerin sallandığı, aman aman bir tadı olmayan, ama bizi çok mutlu eden eğlenceliklerdi.

Dedim ya geçen gün konuşuyorduk. Nereden aklıma geldiyse, İstanbul'da olup olmadığını sordum. Konuşmaların sonunda olmadığına karar verdik ama acele etmişiz.

Bu pazar bizim evde, çok sevdiğim arkadaşlarımla birlikte "kız kıza" toplandık. İşte onlardan Gülşen, taze nohutları yolda görmüş ve almaktan kendini tutamamış. Alırken de, kızlar evi batıracaklar, Bahar da bana kızacak diye düşünmüş. Ama haberi yoktu ki, taze nohut işine kızlardan çok anneleri sevindi. İki demet ota bu kadar mutlu olabilen çok kişi olmasa gerek : ))

Bana çocukluğumu hatırlattın Gülşen, sen de hep çocuk kal, çocuklar gibi mutlu kal...

Cuma, Mayıs 11, 2007

Fırında, Sağlıklı Mücver

Kızartmayı, sağlıksız buluyorsanız ve her yeri yağ kokuttuğu için sevmeyenlerdenseniz, hazırladığımız bu sağlıklı, bol sebzeli, lezzetli ve kolay mücveri çok seveceksiniz. Aşağıda yazılı malzemelerle, 40 adet mücver elde edeceksiniz.

4 adet yeşil soğan

1/2 demet maydanoz

1/2 demet dereotu

1 su bardağı haşlanmış tane mısır

4 adet rendelenmiş havuç

3 yumurta

2 su bardağı un (biz pirinç unu kullandık)

1 su bardağı yoğurt

1/2 su bardağı sıvı yağ

1 pkt kabartma tozu

1 tatlı kaşığı tuz

Yeşillikleri ve soğanları ince ince kıyın. Rendelenmiş havuçlarla ve haşlanmış mısır taneleri ile karıştırın. Başka bir kapta, yumurtaları mixerle iyice çırpın. Yoğurdu ve yağı ilave edip, kısa süre çırpmaya devam edin. Elenmiş un ve kabartma tozu karışımını ekleyip çok az karıştırın. Mixerden alıp, sebze karışımına ilave edin. Kaşık yardımıyla karıştırıp, tepsiye sıraladığınız muffin kağıtlarına,birer yemek kaşığı dolusu olacak şekilde paylaştırın. 180-190 C ısınmış fırında 25-30 dk. (üzeri hafif kızarana kadar) pişirin. Afiyet olsun.

Miss Caramel Ekonomist'te...


Free Web Site Counter
Website Counter